Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Karga

Senelerdir             penceremden içeri                           hasretle bakan bir kuş Bilmez misin ki                    Ben de içerden                                 sana hasretle bakarım Sen gökyüzünde hapis yatar                          Camdan içeri bakarsın Bense çatı katımdaki                   hapisten sana bakarım                                                  

Az

Rigor mortis derler bana Ölüm katılığı demek Tankla vursalar beni Parçalarım kendiliğinden birleşir  Sabah kalkıp yine işe giderim

Adaptasyon

Griye döndürür bulutlar geceyi Ve yan yatar ağaçlar burda geceleri Kurşun gibi rüzgara vurulur Yine sana düşerim

yolculuk

Tek yön uyuduğum kabuslardan Uyanmak için vizeye başvuruyorum Taşıdığım hatıralar için ekstra bagaj ücreti ödüyor, Yerleştirecek dolap bulamıyorum

Demek ki güzel

Diktim gözlerimi zifirine gecenin Kullandığım ilaçları saydım  1 den 7 ye kadar 3 tane kalmış Demek ki bugün perşembe, Güzel Uzandım yatağıma sırtüstü Yaptığım hataları saydım 1 den bana kadar Çoğu günahmış Demek ki burası cehennem, Güzel Kapadım gözlerimi Atlayan koyunları saydım 1 den sana kadar Zaman geçmiş gün aymış Demek ki artık özlem, Güzel

Ortak kaygı

Kendisine beğendiremediğim gölgeler arası ben Kayıp bir çakmak ateşi... Farklıyız diyordu başlayan bir belki Fakat geceleri gökyüzü, en az senin kadar esmerdi

Yolculuk sohbeti

Saç baş dağınık Tırnak içleri emek karası Haftaiçi bir şey değil ki evlat Haftasonu kazanıyorum parayı dedi Tersanede işçi kendisi Ölüm çok huzur yok Emek çok Para yok 7 gün çalışıyor, 5 saat uyuyor Bir kızı varmış allah analı büyütsün 5 yaşında 38 im de evlendim, sen geç kalma dedi Niye diye sormadan "Sonra hevesi kalmıyor insanın" diye ekledi Sen memnun musun dedim Allah razı olsun ben getiriyorum o pişiriyor dedi Çalıştığım yeri sordu, söyledim Ben de gidicem buralarda az kaldı dedi Sansürleyerek hepsinin ismini, Devlet büyükleri ve öteberiyi çekiştirdi """ A partiye tekmeyi vurursa emekliler vurur Bunlar gitsin de kim gelirse gelsin Yorulduk be evlat dedi Ve ekledi Kılıcın kesecek inceliği yok Yavaş gelirse alır Başkası zor """ Şiir severmiş, bir dörtlük okudu ezberden: 'bir ben var benden gayrı ona tanrı lazım/ bir ben var o benim, yanında yatacak biri lazım' Rahmetli babası yazmış Şimdi kendi de karalarmış Çıkardım bir şiir kitabı v...

Düşüm

Ölüm düşüm Düşüm yalan Düşüm acı Ben de geçtim bu yollardan Bak geçmedi hala sancı Ölüm düşüm Düşüm yalan Bak hala geveliyor lafı Kan akıyor oluklardan Yok bu acının ilacı

sormuyorlar

Kamerayı kapa şaraptan büyük bir yudum al kamerayı aç sorarlarsa,  "sorry just the door". ya da daha sormadan, "will come in a minute" bahane bulunur, o kolay  "what's the craic?" denirse esmerim diyorum, türkçe "how is going on?" denirse üzgünüm... , yine türkçe "what did you say" denirse anlasaydın köpek, diyemem ya "the emotions come with your main language" diyorum hepsi mi? diye soran olmuyor sorsalar adını verirdim elbet ama, sormuyorlar...  

out of context

en azılı aktivistlerdik çocuk işçi çalıştıran tv programlarına karşı. asgari ücretlerle konuşturulan yaşlı cücelerin oyuncaklarıyla oynardık hayal dünyamızda, gülüşürdük olmayan bir sahilde ve sevişirdik dokunmadan birbirimize hepsinden geriye bir magnet kaldı elimde şaka gibi değil mi?   3. bir katı olsa evinin yıldızlara dokunmak için çıkar mıydın? düşünüyorum, acaba benim 3. bir balkonum olsa bir sigara yakar mıydım? Hakan Günday okuyorum durmadan kapkara oldu içim diyeceksin ki şimdi  "sen zaten esmersin". Boşveriyorum. out of context üzülüyorum Irish esprilerine asla gülmüyorum ve çok özlüyorum.  

perseid

adı bile aklımda olmayan bir yerde hiç sevmediğim bir şeyi içerken zevkle, düşünüyorum neden güneşe bile çıplak gözle bakan biri  gizlenir kelimelerin arkasına?    hayal kırıklıklarımın yarattığı şölene perseid diyor bilim camiası, gülümsüyorum. çıplak gözle dolunayı izlerken, kör kalıyorum yine de  sevdiğim bir şeylerin azaldığını görebiliyorum meteorlar düşüyor kalbimin ortasına.

Çok kan

Küçük yerlerde ne çok ölüm oluyor Oysa İstanbul'da kimse ölmezdi Bi' keresinde hatta vurmuşlardı beni Baldırımdan Çok kan akmıştı o zamanlar Bilmezsiniz Sonra annemin köyden benim için getirttiği Selâlarla dağlamışlardı yaralarımı 3 gün sürmüştü geçmesi İlk gün çok düşünmüştüm ben o zamanlar İkinci gün çözmeye başladım olup biteni Üçüncü gün bıraktım her şeyi bir anda Çok kan akmıştı o zamanlar Geçti şimdi Küçük yerlerde çok ölüm oluyor  Oysa İstanbul'da kimse ölmezdi Ben de ölmemiştim o zamanlar İstanbul'daydım Bilmezsiniz

Yo

Tarih hep  sabaha karşı 5 sularında  tekerrür eder Horozlar en çok bu saatlerde öter Trenler kaçar gider Sokak lambaları söner Bir çocuk sorar "Abi sen sosyalist misin?" Yok b'olum değilim. Kızın birini beklerim Ara ara Bazen bir istasyonda Bazen bir pastane kenarında Bazen gelir Bazen gelmez Bazen gecikir Gelince sorar "Enes, sen avare misin?" Yok yavrum değilim Akşam olur gün biter Tüm bunlardan habersiz babam seslenir "N'aber lan avare sosyalist?" Aman baba ya Bak işine gerçekten...

Şaşkınım

Sokak lambalarının  Cızırtılı bir sesle lafladığı saatlerdeyiz Hiçbir şey yok kafamda Ama nasıl hırslıyım sorma Bir yumruk savursam boşa Yırtar kanatırım havayı Savurma diyorsun Bir zıplasam değebilirim bulutlara Ama sen  Zıplama o zaman diyorsun Sakinsin, Şaşkınım. Alıp seni gitmek istiyorum. Bakarız...Diyorsun Bakar mıyız?  Bir bakıyorum  Sokak lambaları da susmuş  Sen de E napıyım ben de susuyorum.

Siyah bira

2 saati borç almışım dünyadan Sallanan amcaları izliyorum Öbür ucunda olsam da dünyanın Hala Türkçe şiir yazıyorum

hatırla bak

Hatırla bak sürekli hırka giyiyor Ara ara sevişiyor  Bazen gülüşüyoruz Biraz büyüyor  Biraz korkuyor Belli belirsiz ağlıyoruz

birdenbire

durdurmak için aklımı içimden sana kadar saydım her şey birden bire oldu diyen Veli'nin abartmadığını anladım bir akşamüstü güneş nasıl da doğdu öyle birden bire? ağzın açık kalır...  

Konuş

Ağzı var dili yok Aklı var fikri çok Konuş çocuğum konuş

heralde

Serbest piyasa çok serbest be gel diyor gir dükkanıma ne dilersen al diyor ver bana hayatını siktir git diyor. Bu ne serbestlik be müdüre soruyorum "doğru mu müdür?" mesleki diyor tatminlik diyor hiçbir şeye benzemez doğru söylüyorsun müdür diyorum heralde lan diyor başka bir şey demiyor