Karar
Bisikletim geldi aklıma bugün. Çocukluğumda babamın aldığı metalik renkte harika bir bisikletti. Ona ilk bindiğimde yaşadığım mutluluk paha biçilemezdi. Ben öyle sokaklarda top oynayan, oyundan eve dönmeyen bir çocuk değildim. Ancak bisikletimle çok anım vardır. Mahalle mahalle gezip yokuş aşağı hız yapardım. Yolu dik yokuşlarla kesişen çocuklar genelde bisikletten inip yokuş yukarı taşır bisikletini, yol düzlenince tekrar bisikletine binip devam eder. Ancak ben saçma bir takıntıyla bunu acizlik olarak görüp istisna bir durum olmadığı sürece yokuş yukarı bile var gücümle pedallara asılır asla bisikletten inmezdim. Vites düşürmek bile hile gibi gelirdi bana. Şimdi hayatta karşılaştığım dik yokuşlara baktığımda değil vites düşürmek, yokuşu tırmanmak bile zor geliyor. Uzun uzun dalar oldum yokuşlara, bakıp bakıp iç çekiyorum. Çocukluk heyecanıyla yaşamda biraz hızlansam ya kaza olduğundan ya da bir kaza olacak korkusuyla asılıyorum frenlere. Lastiklerimin havası sönmüş, tekerleklerim aş...