Murphy ve paranoya
Karşı komşu her salı çamaşırını yıkar, salı gecesi asar. Tüm çarşamba kurumaya bırakır. Eşi polis olsa gerek. Mavi polis üniformasını görürüm her çarşamba. Balkonları içeri gömülü ve demir parmaklıklarla örmüşler. Karşı binada tek demir parmaklık o dairede. Mesleki paranoya olsa gerek. Tüm gün İstanbul'un suçuyla uğraşıp içinin rahat etmesi imkansız. Adam haklı. "İnsan başkasındaki kötülükleri görerek iyi olmaz" demiş Oğuz Atay, o da haklı.
Paranoya ve Murphy kanunları üzerine düşünüyorum. Murphy kanunları denildiğinde insanın aklına hep olumsuzluklar geliyor değil mi?
Edward Aloysius Murphy ABD hava kuvvetlerinde çalışan ve insan bedeninin ivmeye dayanıklılığını ölçmeye çalışan bir mühendis. İnsan bedenine 16 adet sensörün yerleştirildiği bu deneyde nasıl olduysa tekniker 16 sensörün tamamını yanlış şekilde yerleştirmeyi becermiş.. Sonuç olarak deneyde her şey ters gitmiş. Bunun üzerine sorumlu kişi Murphy olduğu için bu sonucun hesabı ondan sorulmuş. Murphy ise meşhur sözünü söylemiş, "bir işte ters gidebilecek her şey ters gidecektir" Murphy'de haklı.
Bir şeyle ilgili içimde kuşku olmasına rağmen iyi giden hiçbir şey yok hayatımda. Yasa diye boşa dememişler tıkır tıkır çalışıyor. Murphy insanlar tarafından pek sevilmese bile ben severim, önlem almak gerektiğini kendisi yaşayarak öğrenmiş ve bizlere de (farkında olarak ya da olmayarak) çok güzel bir şekilde öğretmiştir. Hayatta yaşadığımız her olay ekmeğin yağlı yüzünün halıya düşmesi kadar basit olmuyor maalesef. İnsan beklenmedik öyle olaylarla karşılaşıyor ki "bu talihsizlik anca benim başıma gelir" diye düşünmeden edemiyor. Al sana bir de karamsarlık. Ancak olaylara biraz daha derin baktığımızda ya da yaşadığımız olaylardan sonra geçmişi biraz irdeleyip parçaları birleştirdiğimizde hayatın çoğu zaman başımıza geleceklerle ilgili bize ipuçları verdiğini fark edebiliyoruz. Örneğin güven duygusunu zaten başından beri alamadığınız birine güvenip sonra da "bunu bana nasıl yapar?" diye kahrolmak dünyanın en saçma şeyi olsa da bu yanılgıya bir çoğumuz düşmüyor muyuz? Özellikle laboratuvarda çalışıyorsanız yaşarsınız bunu, suyla ekzotermik reaksiyon veren balonu yıkıyorsanız... o balon çatlar arkadaşım.. Sonra işin yoksa camcıyı ara, Bayrampaşa'ya git balonu tamir ettir.
Paranoya ve Murphy hayat kurtarır. Hızlı ve sabırsızca yaşanan her iş sıkıntı doğurur. Adamın yağlı ekmekle işi yok. Herkese hemen güvenmeyin, her işe balıklama dalmayın, hayatı yavaş ve düşünerek yaşayın, parçaları birleştirin ve netleştirin diyor bize.
Bizim karşı komşuya ve Oğuz Atay'a gelince, halılarının temiz gönüllerinin rahat olduğundan eminim.
Paranoya ve Murphy kanunları üzerine düşünüyorum. Murphy kanunları denildiğinde insanın aklına hep olumsuzluklar geliyor değil mi?
Edward Aloysius Murphy ABD hava kuvvetlerinde çalışan ve insan bedeninin ivmeye dayanıklılığını ölçmeye çalışan bir mühendis. İnsan bedenine 16 adet sensörün yerleştirildiği bu deneyde nasıl olduysa tekniker 16 sensörün tamamını yanlış şekilde yerleştirmeyi becermiş.. Sonuç olarak deneyde her şey ters gitmiş. Bunun üzerine sorumlu kişi Murphy olduğu için bu sonucun hesabı ondan sorulmuş. Murphy ise meşhur sözünü söylemiş, "bir işte ters gidebilecek her şey ters gidecektir" Murphy'de haklı.
Bir şeyle ilgili içimde kuşku olmasına rağmen iyi giden hiçbir şey yok hayatımda. Yasa diye boşa dememişler tıkır tıkır çalışıyor. Murphy insanlar tarafından pek sevilmese bile ben severim, önlem almak gerektiğini kendisi yaşayarak öğrenmiş ve bizlere de (farkında olarak ya da olmayarak) çok güzel bir şekilde öğretmiştir. Hayatta yaşadığımız her olay ekmeğin yağlı yüzünün halıya düşmesi kadar basit olmuyor maalesef. İnsan beklenmedik öyle olaylarla karşılaşıyor ki "bu talihsizlik anca benim başıma gelir" diye düşünmeden edemiyor. Al sana bir de karamsarlık. Ancak olaylara biraz daha derin baktığımızda ya da yaşadığımız olaylardan sonra geçmişi biraz irdeleyip parçaları birleştirdiğimizde hayatın çoğu zaman başımıza geleceklerle ilgili bize ipuçları verdiğini fark edebiliyoruz. Örneğin güven duygusunu zaten başından beri alamadığınız birine güvenip sonra da "bunu bana nasıl yapar?" diye kahrolmak dünyanın en saçma şeyi olsa da bu yanılgıya bir çoğumuz düşmüyor muyuz? Özellikle laboratuvarda çalışıyorsanız yaşarsınız bunu, suyla ekzotermik reaksiyon veren balonu yıkıyorsanız... o balon çatlar arkadaşım.. Sonra işin yoksa camcıyı ara, Bayrampaşa'ya git balonu tamir ettir.
Paranoya ve Murphy hayat kurtarır. Hızlı ve sabırsızca yaşanan her iş sıkıntı doğurur. Adamın yağlı ekmekle işi yok. Herkese hemen güvenmeyin, her işe balıklama dalmayın, hayatı yavaş ve düşünerek yaşayın, parçaları birleştirin ve netleştirin diyor bize.
Bizim karşı komşuya ve Oğuz Atay'a gelince, halılarının temiz gönüllerinin rahat olduğundan eminim.