Kayıtlar

Mayıs, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Süreç

Ateşe yürüyorum bile bile Bir çirkefle ömre Suikasttir bu süreç

Red-i zan

Kısa diyorlar şiirlerime, Ne münasebet! Anlamak isteyene bir kelime de kafi Şiir bu be şiir, salata mı sandınız?

Bile bile lades 2

Son kurşunumdu, ben de sıktım Kendime sıkmışım. Öyle bi yol ki bu Artık dönüşü de yok Sağıra dert anlatmak gibi, Yaşanacak bi’ ömür

Dolandırılıyoruz

Savunma mekanizması diyor terapistim, Anlattıklarıma. Oysa savunamadıklarımı anlatmamışmıydım sana? Şu bilimi önce yapıyoruz Sonra tarafından dolandırılıyoruz Olmaz ama böyle

Tuzla belediyesi ve şeytan

Mavi bi arabam var, Ve buz grisi duvarlı bi’ evim Tuzla’da yaşar  Üsküdar’da çalışırım Yar nankör, Palazlandı mı azcık, Ardı arşta Dost desen vefa bilmez Yol desen uzun Terapist sanki duvar, Ne söylesem bana sekiyor Tuzla belediyesi chp’li artık ama Geceleri hala bok kokuyor Şeytan çok geveze, sürekli konuşuyor Neymiş efendim “değiştirecekmişmişim” “Daha iyisi mi yokmuşmuş” “Bi kere soğudun mu artık dönülmezmişmiş” “Ya” diyorum şeytan, “ben arabamdan memnunum!” “Yok abi onu kastetmedim” diyor Hay allah iyiliğini versin senin, Kim bilir neyi kastettin

Gereksiz kafiye

Tepelerin ardından batmaz güneş bulunduğum yerde, Belki birkaç yelkenli. Belli belirsiz bir ufkun ardından düşer yarınına Artık gitmek istemediğim uzak diyarların. Yine de koşsam güneşe doğru, Yetişir miyim geleceğine hayatımın? Ama ne bulacağım belli artık Başladığım yerde bulup soluğu Sayısını sayacağım kalan yazımın Bu kaçıncı güneş batan, bilmiyorum Ama biliyorum, yarın yine doğacak Şaşırmamaya başladığım her yeni gün, Dünden daha rahat olacak Şimdiden koynundayım sanki huzrun Dünler hep unutulacak Kafiyeli şiir mi olur lan…