Kayıtlar

Aralık, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

işte

çekip gidemiyorsun işte güneşli tek bir gün uğruna

f(x)

sulu sepken bir huzursuzluk vururken pencereme hırçın rüzgarın sesini dinlemeye koyuldum ne garip, hatırımda değil belki bir belki iki yıl önce başka şehirde,başka bir evde yine penceremden bakarken başka bir ayda şiir düşünmüştüm yine yine sevdalıydı başım aklım duman yine hastaydım üstelik bir kırgınlık, halsizliktir gidiyor lakin farklı bir şiirdir şimdi yazdığım her birimize bir fonksiyon tanımlamış, sen de yaradan  ben bi' şey demeyeyim hayat denilen bu hapis ha babam doldurur zamanı içimize sen korkuluğuna ekmek kırıntısı dökersin sabah kuşlar yesin diye ben küfrederim her sabah bugün de ölmedim diye ne olacak bu işini sonu bilmem

Zamanla

zaman damlıyor gözlerimden yanaklarıma ağır ağır her damlada biraz daha kırışıyor yüzüm bir kaç tel daha kopuyor saçımdan daha az şaşırarak olan bitene yaşlandığımı hissediyorum bu genç yaşımda ağır aksak yürüyor oturduğum yerden kalkarken tutunuyorum kaslardan değil bu güçsüzlük rutubet işlemiş ruhuma, zamanla. hiçbir öpücük kurtaramaz boyası akmış duvarlarımı hiçbir ses çınlatamaz artık kulaklarımı peçeteye yazıyorum formüllerimi Sorular rutubetli duvarlarımda çöz çözebilirsen hadi, zamanla.