Günün biri
sıcak bir yaz günü
karmakarışık duygularım için
bir tas su bıraktım kapının önüne
benim kadar düşünen var mı acaba
kimsesiz sokağa atılmış düşünceleri
üstü başı eskimiş hatıralarıma yemek ısmarlıyorum
sadaka dağıtıyorum eksilere
vicdan rahatlatmanın kolayı..
uzayan saçlarımı kestirmeye üşenip
her gün enseme değmelerine kin tutuyorum
sorumluluklar yüklenip sonra boşveriyorum
böyle böyle geçecek hayat diyip
kendimi mi kandırıyorum?
bilmiyorum
bazen hiçbir şey bilmediğimi düşünüyorum
bazen kendimi,
plastik sebze çekmecesi içinde filizlenmiş soğan gibi hissediyorum
umutsuzlukların içinde yeşermeyen bilmez bunu
umutların içinde umutsuz yaşadığım da olmuyor değil
aynı cümlede ikiden fazla olumsuzluk eki varsa
ekleri sadeleştirerek okuyorum
hayatı karmaşıklaştırmayı çok iyi becerdiğim kadar
geri kalan her şeyi sadeleştirmenin de ustasıyım
yine de kendini övenlerden nefret ediyorum
içinizden yapın, diyorum
içimden
üşütmekten çok korkuyorum
ev içinde hırkasız gezmem
hızlı hızlı soluyup yavaş yavaş veriyorum nefesimi
işe yarayan bir yöntem olduğunu okudum sakinleşmenin
derine hep daha derine iniyorum
kazıp bilincimi, çıkanları şiirlere dolduruyorum
başım belaya girecek günün birinde