Son kırlangıç




KEHANET 1985
Lokman şair senin hayatın
Yedi kırlangıcın hayatı kadar
Altısını ardı ardına yaşadın
Bir kırlangıcın daha var
Cemal Süreya

Özgürlük üzerine düşündüm bugün, uzun uzun. Bir de 20’li yaşların başında olmanın insana ne gibi haklar kazandırdığını veya kazandırması gerektiğini düşündüm. “20’li yaşlar bir daha geri gelmeyecek iyi değerlendir” diyen biri ne yapmamızı istiyor olabilir diye düşündüm. Evet, 20’li yaşların başında biyokimya dersinde glikoz-1-fosfatın, glikoz-6-fosfata nasıl ve neden dönüştüğünü anlamaya çalışıyorum. İyi mi değerleniyor sizce 20’li yaşların başı?

Geçenlerde kütüphaneye uğradım ve İclal Aydın’ın bir kitabını gördüm “Evlerin ışıkları bir bir yanarken” alıp bir iki sayfa okudum, hoşuma gitti. Daha önce hiç İclal Aydın okumadığım için okumaya karar verdim.

“Kimse mutlu olmuyor nihayetinde” başlıklı yazısına bir hocasının kendisine söylediği şu sözlerle giriş yapmış: “içinden hapşırık gibi kahkaha gibi yazmak geliyorsa, o vakit yaz, hiç durmadan yaz”. Oldukça hoşuma gitti. Kendim bu bloğu yazarken işte tam bu hissiyatla yazmaya başlamıştım. İyi veya kötü yazmak umurumda değildi yalnızca içimden geliyordu ve yazıyordum, şu an yaptığım gibi.

Yaşadığımız hayatın ne kadarından sorumluyuz? Verdiğimiz kararlarla şekillenen hayatın ne kadarını biz seçtik? Bana kalırsa çok azını. Ancak yazarken yarattığım evrende her şeyi kendim belirleyebiliyorum. İstersem padişah oluyorum istersem köylü, istersem berduş oluyorum. Uzaya çıkıyorum bazen, bazen de yerin en diplerinde geziyorum. Özgür hissettiriyor işte bu nedenle yazmak. Yazı bitiyor ve gerçek dünyaya dönüyorum daha sonra. Glikoz-6-fosfata yani.  Durumlar perişan. Özgürlüğü, bir de 20’li yaşları en çok sorguladığım zamanlar bu zamanlar oluyor işte.

Beklentileri karşılamak uğruna özgürlüğümden verdiğimi farkediyorum. Yapmak istediğim “hapşırıklar” ı nefesimi tutarak bastırıyorum, boğuluyorum. İclal Aydın kitabında “yalnızca cesur yürekler özgür yaşar” demiş. Haklı. Yüreğimin cesurluğunu test etmeye kalkışmadım hiç, bu nedenle yarın yine gün doğacak ve ben, eski ve yıpranmış olan mutluluk maskemle birlikte klinik mikrobiyoloji dersime gideceğim. En büyük umutlarım hep son kırlangıçta kalacak.





Geçen ayın en beğenilenleri

Tuzla belediyesi ve şeytan