İsimsiz şiir
Eskise de atmaya kıyamadığım eşyalarım arasında hatıran
birgün lazım olur mu bilmiyorum
yine de ara ara çıkarıp olduğu yerden
havalandırıyorum küflenmesinler diye
bugün yolda giderken,
küçük bir kız çocuğu gördüm
annesi at kuyruğu yapmış arkadan
iki yana ayırmış sarı saçlarını
sen de öyle yapardın, aklıma geldi
bir de parlatıcı mı saç kremi mi artık nedir bilmediğim bir şey sürerdin
güneş vururdu saçlarına ben sana vurulurdum o sıra
saçların parlardı sarı sarı, benim dilim tutulurdu konuşamazdım.
bıraktığın boşluğu imara açtılar haberin yok
en öndeyim, direniyorum kalbime diktiğin ağaçları sökmesinler diye
kavak ağacı şırıltısını severdin sen bilirim
altında uyurmuşsun küçükken, öyle anlatırdın
kavak fidesi dikmeye yer bulamadım koca İstanbul'da
oysa önce büyümesini bekleyecektim
sonra seni, kavak ağacının altında
birgün lazım olur mu bilmiyorum
yine de ara ara çıkarıp olduğu yerden
havalandırıyorum küflenmesinler diye
bugün yolda giderken,
küçük bir kız çocuğu gördüm
annesi at kuyruğu yapmış arkadan
iki yana ayırmış sarı saçlarını
sen de öyle yapardın, aklıma geldi
bir de parlatıcı mı saç kremi mi artık nedir bilmediğim bir şey sürerdin
güneş vururdu saçlarına ben sana vurulurdum o sıra
saçların parlardı sarı sarı, benim dilim tutulurdu konuşamazdım.
bıraktığın boşluğu imara açtılar haberin yok
en öndeyim, direniyorum kalbime diktiğin ağaçları sökmesinler diye
kavak ağacı şırıltısını severdin sen bilirim
altında uyurmuşsun küçükken, öyle anlatırdın
kavak fidesi dikmeye yer bulamadım koca İstanbul'da
oysa önce büyümesini bekleyecektim
sonra seni, kavak ağacının altında