Müzeyyen'e (2)
Söylediğin yalanlar hala sıcak, fazla uzaklaşmış olamazsın. Müzeyyen seni son öpüşümde, son kez öptüğümü bilseydim acaba nasıl öperdim diye düşündüm bugün. Öyle garip bir halet-i ruhiyedeyim ki seninle yaptıklarımızı düşüne düşüne anılarımızı kuruttum, şimdi de varsayımlar üzerine kafa patlatıyorum. Seni öyle bir varsayıyorum ki yokluğun bana ayıp olmasın diye ses çıkaramıyor. Başta da söylediğim gibi fazla uzaklaşmış olamazsın ama yaklaşmadığın kesin. Limit eğrisi gibi kadınsın be Müzeyyen, gelsen bile aramızdaki mesafenin hep yarısını kat ediyorsun, sana asla dokunamıyorum.
Sana anlattım mı hatırlamıyorum ama gökyüzünde bir yıldız takımım var benim. Tavaya benziyor, ne zaman gökyüzüne baksam seni kozmik karanlığın mutfağında bana mantarlı tavuk pişirirken hayal ediyorum yahut eğer hava bulutluysa belli ki Müzeyyen güneşlikleri çekmiş diyorum. Sen yine de bu söylediklerime aldanma sakın Müzeyyen hasretinden prangalar falan eskittiğim yok hatta bir gün çalsa kapım, açtığımda elinde çiçekli çantanla karşımda görsem seni bir koşa gider emektar oklavamı kapar bir güzel kovalarım. Teninin o güzel kokusuna rağmen sevgisizliğinin bende açtığı yaralar henüz kabuk bağlamışken yeniden yolmana izin veremem kabuklarımı. Zaten gelmek gibi bir niyetinin olmadığını biliyorum, fesleğinim de öyle düşünüyor. Bana çıkan yollar sana sıkıcıymış, öyle söylüyor benim yorgun fesleğen ve sanırım haklı.
Daralıyorum Müzeyyen, anlayamazsın. Birlikte zikzak çizdiğimiz yollarda aklı başında attığım her adımda nefessiz kalıyorum, takılarını başka gerdanlarda gördüğüm oluyor iç çekiyorum. Tüm bunlara rağmen yaşıyorum. Hasretinden öldüğüm veya süründüğüm falan yok yani. Ekmeğim, suyum değildin ki sen benim. En sevdiğim şarkım, dinlenirken okuduğum şiirim, en sevdiğim yemeğim, uyurken sadece sarılmak için kullandığım ikinci yastığım, baş ucu kitabım, çıkmasını dört gözle beklediğim sinema filmim, her hafta heyecanla takip ettiğim dizimdin.
Uzun çabalarım sonucu seni sevmemek anabilim dalından diplomamı aldım. Diplomamı sen verdin üstelik önce elimi sıkıp sonra yanaklarımdan öperek. Hakkını yiyemem iyi eğittin beni, seni sevmemem için ne gerekiyorsa yaptın. Pratikte öğrettin uygulamalı sınavlara soktun ve mezun ettin işte beni seni sevmeme uzmanı olarak. Şimdi geri kalan hayatımda başarılar diliyorsun, eksik olma.